Ana içeriğe atla

BANA KAHVE ISMARLA

 Diyelim ki romanlarımdan birini ya da tamamını okudunuz ve bana kahve ısmarlamak istiyorsunuz. İşte bunun için bir bağlantı. Şimdiden Teşekkürler...



 BANA KAHVE ISMARLA



ya da

Türküz türkü çığırırız nedir bu dolar işleri diyorsanız.
Doğrudan IBAN numaram:

Volkan AY : TR02 0006 2000 2050 0006 8734 68

Bana kahve ısmarlayın.





 

 

The publishing world is facing a crisis today. Magazines are closing one by one. Publishing houses cannot print books. The biggest reason for this is the huge increases in paper prices. We need the attention of especially aristocratic bourgeois families who have always supported art and science. This method, which was also tried by Stephen King, the author of fluent novels, tries to eliminate all kinds of intermediaries between the reader and the writer.


Yayıncılık dünyası bugün bir krizle karşı karşıya. Dergiler tek tek kapanıyor. Yayınevleri kitap basamıyor. Bunun en büyük sebebi kağıda gelen büyük zamlardır. Sanata ve bilime her daim destek olmuş özellikle aristokrat burjuva ailelerin dikkatine ihtiyacımız var. Bu yöntem zamanında akıcı romanların yazarı Stephen King'in de denediği okuyucu ile yazar arasındaki her türlü aracıyı ortadan kaldırmaya çalışıyor.


 
 





HAKKIMDA

Volkan AY ( ROMANCI) 8 Nisan 1981 Sapanca doğumlu. Yedi yaşındayken annesi ve babası ayrıldı, o annesinin yanında kaldı ve kalabalık bir ailede büyüdü. Antalya'da yaşıyor. İlk, orta ve liseyi İstanbul'da tamamladı. İstanbul Üniversitesi Antropoloji bölümünü yedi senede bitirdi, İstanbul Üniversitesi Psikoloji bölümünü ilk döneminde yarım bıraktı. AÇOK bünyesinde tiyatro oyunculuğundan, iç dekorasyona kadar değişik işlerde çalıştı. Kalan Yayınlarından TUR DAĞI PARAMPARÇA isimli romanı yayımlandı. Roman 17. yüzyılda geçen sürükleyici bir aşk ve macera romanıdır. Daha sonra aynı yayınevinden Maria, OYUNUN RUHU yayımlandı. Kitap, kolye olarak yanında taşıdığı bir taşı kullanarak değişik boyutlara yolculuk yapabilen bir kız hakkındadır. Nükleer savaşlardan sonra oluşan çetelerin ve geri kalanların kaynaklar için çarpıştıkları ve mücadele ettikleri GECE KÖPEKLERİ romanı da aynı yayınevi tarafından yayımlanmıştır. Yazarın tarzı genel olarak “Büyülü Gerçeklik” olarak tanımlanabilir.







SUE  ile SÖYLEŞİ

SUE: Bir romanı yazmadan önce tek tek ana roman karakterleriyle uzun uzun konuştuğunu biliyoruz. Hatta bu deneyimi zaman zaman özdüşünümsel self-reflection bir hava yaratarak inatla kitap okuyan kişinin okumanın büyüsü duvarını kırarak onu bir roman okumakta olduğunu hatırlatan işaretler vererek kendi deneyimi üzerine düşünmeye davet ettiğini hatta mecbur bıraktığını da biliyoruz. Şimdi bizde sıra ve seninle bir söyleşi formatında ne yapmaya niyetlendiğini ortaya koymaya çalışacağız. Ben yeni yazmakta olduğu Tehlikeli Vadi’nin kahramanı olarak ona bazı sorular yönelteceğim ve Tom sen de zaman zaman elindeki fotoğraf makineni bir an için indirip bu kısa sorgulamamıza katılabilirsin

TOM: Pekala Sue. Devam edelim.

VOLKAN AY: Ben Volkan Ay bildiğin gibi. Tam olarak ne bilmek istediğini merak ediyorum. Öncelikle yaptığın tespitler net ve doğru. Özellikle ilk yayımlanan romanım TUR DAĞI PARAMPARÇA’da buna özellikle dikkat ediyordum. Ama sonra giderek bu benim kalemimin yazım tarzımın doğal bir parçası haline geldi ve kendiliğinden yapmaya başladım. Önceleri bu yazının büyüsünü öldürebilen çok tehlikeli ince bir çizgi olduğu, bir sinemada film yapmaktan bahsetmenin sinema büyüsünü kameraya bakan bir aktör kadar etkileyebileceği akla gelebilir. AMA ÖNEMLİ OLAN her zaman olduğu gibi bunun da NASIL yapıldığıdır. THE SIMSONS’lar da mesela yüzlerce defa kendinize gülmekte olduğunuzun defalarca altını çizerler, bu rahatsız etmez. SENFIELD’ta da sürekli yoğunlukla kendi kendine bakan bir ayna mevcuttur. Hatta bazı bölümlerde içinde bulunan dizinin oluşma şekli ortaya konarak izleme deneyiminin orada bir kamera olduğunun farkınıda değiliz oyuncuları ve seyircilerinin ortak anlaşmasını sessizce kırar. Bu deneyimin duvarını kıran bir şey.

SUE: Sürekli değişik zamanlar kullandın. Biz geçmişte 3.zamanda yaşıyoruz. TUR DAĞI PARAMPARÇA  onyedinci yüzyılda geçiiyordu. Maria, OYUNUN RUHU şimdiki  zamanda belirsiz bir yerde geçiyordu.Hakikaten neden yer bellli değildi?

TOM: Herhangi bir yer de olabilirdi çünkü

SUE: Evet ama bunu o cevaplamalı

VOLKAN AY: Tom haklı. Kesinlikle öyle.

SUE: Ve Gece Köpekleri gelecekte nükleer savaşların paramparça ettiği binalar yıkılmış kentler de geçiyor. Çoğunlukla çeteleşmiş sokak gruplarının çatışmalarını takip ediyoruz.  Kendi alanında bir ilk felsefe aksiyon kitabıdır diyebilir miyiz?

VOLKAN AY: Ben bir benzerini okumadım. Eğer varsa da bir an önce bana ulaşırsanız sevinirim bir kopyasıyla mümkünse diyebilirim. Bu arada size birer soyisim uydurmadım. Bu sizin canınızı sıkıyor mu. Çünkü sorduğumu ve küstahça karşılıklar aldığımı anımsıyorum. Ben de öylece bıraktım. Maria’nın da soy ismi yoktu. Marla’nın da yoktu.

SUE: Böylesi daha iyi.  Hastane deneyimini anlatırmısın. İlk önce doktorlar sizin şizofren olabileceğini düşünmüşler sanırım. Daha sonra işler değişmiş. Bir kurul varmı. Bön bön bakma anlat işte.

TOM: Bu konuda konuşmayı pek istemiyor diyebilir miyiz?  Geçelim istersen?

VOLKAN AY:  (Balkona çıkıp sigarasını tüttürdükten sonra geri geldi) Kahve  içer misiniz?

SUE: EVET lütfen.

TOM: Kesinlikle

VOLKAN AY:  (Mutfakta anlatmaya başladı) Bana göre gerçekte varolmayan şeyleri  kağıda geçiren bütün yazarlarda şöyle yada böyle biraz şizofrenlik vardır. Çünkü öncelikle anlattıkları hikayelere kendileri inanırlar biraz. İçinde kaybolurlar diyorum biraz anlıyor musun? Yakın bir arkadağım vardı o tuhaf süreci birlikte atlatıyorduk. O gelip doktorlara ne anlattıysa tanılarını değiştirdiler.

SUE: Neye? Ben biliyorum ama senden duymak istiyorum.

VOLKAN AY: Bipolar ve depresyon tanısına çevirdiler ki doğrusu da buydu. Ardından günlerce orada kaldım. Sokaklardan kışın soğuğunda kalmış evsizleri toplayıp bizim koğuşa koyuyorlardı. Zaman zaman tuvaletten döndüğünüz zaman yatağınızın onlardan biri tarafından işgal edildiğini görebiliyordunuz. Böyle bir durumda kaldığım gecelerin birinde beyaz bir odaya girip sedyeye yattım. Hemşire de sanki bunu bekliyormuş gibi bir uyutucu  enjekte etti. Sonra elektroşok verdiler. Üç defa. Beni kendime getiren de bu oldu sanırım. Çıktığımda kendimi çok daha güçlü hissediyordum.  Aa aklıma inanılmaz bir hikaye geldi. Tam çıkışıma rastlıyor.

TOM: ŞU lanet taş değil mi? Bence Maria’nın ilk başlangıcı bu hikayenin esiniyle olmuştur.

SUE: Bir tatil yerine gitmiştin sanırım. Kardeşinin yanına.

VOLKAN AY:  Evet. Bir gün deniz kıyısında otururken hemen yanımdaki bir kayayı sırf güzel olduğu gerekçesiyle yanıma aldım. Zaman zaman bunu yaparım. Farklı katmanları gösteren bir kaya, değişik bir anıtı andıran taş onun gibi şeyler ilgimi çeker. Bunu da öylesine almıştım. Baya büyüktü çantama koydum. Haftalar sonra eve geldiğimde çalışma masama koydum.  Altı ay kadar sonra tamamen sıradan bir günde taşın üstünde kendi adımın yazdığını farkettim kargacık burgacık harflerle ve ardından TC ve ardından ay ve büyük bir yıldız. Sanki bu bana yeraltından kargolanmış gibiydi. Elbette önce yıkadım fırçaladım ve aklı başında mantıklı bir insan neler yaparsa bende onu yaptım. Ama oradaydı işte. Farklı bir kayaç türü içinde eriyip şekillenmişti. İnternete fotoğraflarını koydum ve kaç yıllık olduğunu sordum ama hiçbir cevap gelmedi. Daha sonra annem taşı buldu lanetli olduğunu düşündü ve apartmanın bahçesine bıraktı. Bende geri getirmedim. Doğru Maria’nın başlangıcı bu tuhaf hikaye olabilir.

SUE: Kitaplarında otobiyografik öğeler var mı?

VOLKAN AY: Muhakkak vardır ama saklı duruyorlar. Henüz basılmamış KASABA isminde bir roman var. Doğduğum kasabada geçiyor ve yarı otobiyografik özellikler taşıyor diyebilirim. Romana onthewhitemugblackcoffee.blogspot.com ‘dan ulaşabilirsiniz. Doğrusu diğer romanlarımın tamamı da bu adrestedir sizin hikayenizde şimdi oradan tefrika ediliyor. KASABA’nın yarısı da İstanbul’da geçiyor ve Kaan karakteri  büyük oranda yine benim üniversite yıllarımı yansıtıyor diyebilirim.  Bunun dışında yok denecek kadar az diyebilirim. 

SUE: Kadın kahramanların hep çok güçlü. (Gülüyor) Kendimden biliyorum. Kadınların daha zayıf görünmelerine karşı bir tepki gibi mi bu yoksa etrafında çok fazla böyle karakter mi var? Hele GECE KÖPEKLERİ romanında bu doruğa ulaşıyor.

VOLKAN AY: Her ikisi de doğru. Özellikle güçlü ve bağımsız kadın karakterler oluşturmakla özellikle ilgileniyorum. Ama aynı zamanda güçlü feminist bir akımın bir parçası olmuş olan onlarca annem ve kız arkadaşlarım başta olmak üzere güçlü kadın karakterle çevrelenmiş durumdaydım. Böyle de devam edeceğim gibi görünüyor.

TOM: Teşekkür ederiz. Son bir defa kameraya bak ve gülümse.

SUE: Teşekkür ederiz.

VOLKAN AY: Ben teşekkür ederim. Biraz daha kahve?




Bu blogdaki popüler yayınlar

Maria Volkan AY [roman]

Taşta bir tuhaflık vardı. Taşın üstündeki ışık yansıyan bir ışığın parıldaması gibi görünmesine karşın taşın kendi içinden geliyordu. Çok geçmeden onu bir pusula gibi avucunda tuttuğunda ışığın belirli bir yönü işaret ettiğini keşfetmişti. Kahvesini büyük karton bir bardağa alıp, saç bandını taktı. Üstüne hafta sonları neredeyse üstünden çıkarmadığı kırmızı kapşonlusunu geçirip anahtarı eşortmanın cebine atıp dışarı çıktı. Bordo renkli yuvarlak taş onu yönlendiriyor, bir yere götürüyor gibiydi.  Taşın onu kendi  ilk bulunduğu yere yeniden götürdüğünü keşfetmesi uzun sürmedi.  roman indir     m.a.r.i.a OYUNUN RUHU kitabı satın almak için tıklayın 1. Başlangı ç Dünya büyüyor, kalabalıklaşıyor ve çağlar birbiri ardına açılıp kapanıyorlardı. Maria kafasını boşaltmak i ç in ç alıştığı onaltıncı kattaki şirketten kafasını caddeye doğru dışarı ç ıkarıp "RAAAAAAA" diye bağırdı. Haftasonuna bırakmak istemiyordu çü nk ü hafta sonu gelmek istemiyordu. Ç oğunlukla sinirlenmiyo

Tur Dağı Paramparça Volkan Ay [roman]

TUR DAĞI PARAMPARÇA VOLKAN AY kitabı satın almak için tıklayın Uzak göklerde ve tamamlanmamış yıldız atlaslarında aranılan Marla'ya... ve toprak parçalarında nefeslenen başka ruhlar da, onun sessiz ışıltısını görmek, tek nefeste söylenilen adını seslenmek için asırlarca dolaşmıştılar uzun bir lanete uğramış ya da herşeyi açığa çıkarıp berraklaştıran efsunlu bir gök yağmuruna tutulmuş gibi  Tur Dağı Paramparça  Roman İndir     Birinci Kitap     HERŞEY VAHŞİ HERŞEY SESSİZ                       Bismillahirrahmanirrahim;   Bu defteri Recebülevvel ayının onyedisi yahut onsekizinde yazmaya başlıyorum. Defter Atlıhisar kasabasının   dağ k öyünden başlar, yürüyerek veya at   üstünde geçtiğimiz topraklarda, deve tepelerinde sallanarak aştığımız çöllerde ve yelken açtığımız denizlerde yaşadıklarımızı anlatır. Yola çıkışımızdan, g üvenli taş duvarlarla çevrili   sıcak yataklarımızın huzurlu sıcaklığına varıncaya dek her günü, her yolu, geçtiğimiz her çö

TUTKU VE SIR, VOLKAN AY, ROMAN [PULP]

  Kasabanın ölüm meleğinin gece sorgusundan sonra eski bir Amerikan arabasıyla Route 66'i Los Angeles'a varana dek sürmek dışında bir planı kalmamıştı. Boş tren istasyonuna ürkütücü bir sessizlik hakimdi. Altı blok ötede boğazı maket bıçağıyla kesilmiş bir makdulun cesedi ahşap bir bavul içinde bir çöp tenekesinin yanında çürüyordu. Türkiye'den gelen 16yy'a tarihlenmiş bükümü ve yalmanıyla darbe ve kesim gücü yüksek, oldukça keskin nadir bir kılıç ahşap kadife kaplı kutusunun içinde takırdayarak giden eski bir trenin lokanta vagonunun masalarının birinde pencerenin hemen yanında duruyordu.  TUTKU VE SIR VOLKAN AY roman  indir 1 "Köpekleri Puik gibi" "Puik?" "Vardı ya Zagor'da uyuz bi köpek" Duvardan atladılar. "Rintintin" "Puik" "Rintintin konuşabiliyordu en azından" "Ama bekçi var bir tane" Karanlığın içine sindiler. İnşaat alanı çok sessiz ve  büyüktü. Gündüzleyin içeri girmeyi denemiş fakat içe

Gece Köpekleri Volkan Ay [roman]

  Gökyüzünün büyük nükleer savaş ve sonraki kimyasal silahların kullanıldığı döneminden kalan çürümüş bataklık yeşilinin önceleri daha zehirli bir parlaklığı vardı. Sonraları ölmekte olan bir sarmaşığı andıran gök zaman zaman gün batımlarında eski televizyon dizilerinde gördüğümüz, çocukluk günlerinden hatırladığımız gibi iç karartıcı bir bakır kırmızısına dönüyordu. Böyle zamanlarda nedenini bilmesek de Shelly daha üzgün görünürdü. Uyanamadığımız bir rüyanın ya da gerçekliğini inkar ederek kurtulmaya çalıştığımız eski bir anı parçasının içinde sıkışıp kalmış gibi.  GECE KÖPEKLERİ VOLKAN AY roman  indir Satın almak için tıklayın     "...bütün mümkünlerin, esasında ebedi olarak hazır [actuel] olduğunu ve halin geçmişten ibaret  ve geleceğe gebe bulunduğunu, geleceğin mümkün olmaktan ziyade, yüksek idrakın gözünde zaten var olduğunu, mümkün ile varlığın ayrılması bizim görüş tarzımızda asıl şeyler arasında zamanın konmasından doğan bir kuruntu olduğunu kabul etmek lazım mıdır? Bu do